Birbirimizin Sevgi Dilinden Ne Kadar Anlıyoruz?

Bir evlilik danışmanı olan Gary Chapman’ına ait ‘Beş Sevgi Dili’nin sayfalarında yolculuk yaparken kendimizden çok şey buldum. Bizden, bizlerin ilişkilerinden… Hepimizin içinde var olan bir sevgi deposundan ve bu deponun dolum şeklinin kişiden kişiye nasıl ve neden değiştiğini ele almış.

Kocanıza türlü türlü yemekler yapıyorsunuz, evi bal dök yala denecek temizlikte tutuyorsunuz, kıyafetlerini bir gün ütüsüz giydirmiyorsunuz; ama o içten içe sizin onu eskisi kadar sevmediğinizi düşünüyor ve bu da sizi deliye mi döndürüyor?

Bunun nedeni size göre sevgi dili ‘Hizmet Eylemleri’ iken onunkinin farklı oluşudur. Belki o bu şekilde önünüzden arkanızdan dolaşıp yardımcı olmak için çırpınsa, sizin sevgi deponuz ağzına kadar dolacak; ancak ne yazık ki karşınızdakinin beklentisi farklı olabilir.

Örneğin kocanız için söyleyeceğiniz bir iki çift güzel söz, teşvik edici cümleler, onca yorgunluğa katlanıp yaptıklarınızdan bin kat daha değerli olabilir. Ona olan sevginizi fırından çıkardığınız leziz tavukla değil de ‘Hayatım seninle gurur duyuyorum ne kadar çalışkansın’, ‘Üzerindeki ne kadar da yakışmış

'bir tanem’ gibi sözlerle belli etmenizi istiyor olabilir; çünkü onun sevgi dili

‘Onaylayıcı Kelimeler’dir.

Hanımınıza süprizler yapmaya bayılıyorsunuz…

Geç saatlere kadar çalışıyorsunuz ama onu asla unutmadığınızı göstermek için sürekli hediyeler yolluyorsunuz, elinizde çiçeklerle eve dönüyorsunuz. Durumunuz el veriyorsa pahalı hediyeler sunuyorsunuz veya en kemerleri sıkma döneminizde bile kalpten bir kartona ‘seni seviyorum’ yazıp veriyorsunuz. Size göre aşkınızı harika bir şekilde gözler önüne döküyorsunuz. Yine de eşinizin yüzü asık mı?

Size onu yeterince sevmediğinizden mi şikayetçi?

O halde onun sevgi dilinin ne olduğunu bulmak gerek. Sizi hediyelere boğsalar dünyanın en mutlu insanı olabilirsiniz. Örneğin her gün iş yerinize gelen bir kartpostal bile sevgi deponuzu dolu tutabilir; çünkü sizin sevgi diliniz ‘Hediye Alma’dır. Oysa eşiniz için bu durum belki de farklıdır.

O sizinle birlikte geçireceği baş başa bir haftasonunun, bir akşam gideceğiniz sinemanın, kahvelerinizi yudumlarken edeceğiniz uzun sohbetlerin hayallerini kuruyor olabilir. Öyleyse eşinizin sevgi dili ‘Kaliteli Zaman’dır. Böyle birine vakit ayırmaktansa dünyanın en şairane sözlerini de tüketseniz boşunadır. Son olarak sizin sevgi diliniz ‘Fiziksel Temas’ da olabilir.

Yani sizin için eşinizin size sarılması, elinizi tutması, size sokularak oturması, cinsel birleşmeyi istemesi vb şeyler onun sizi sevdiğini göstermesinin yoludur denebilir. Yani eşinizin bir cafede arkadaşlarla sohbet ederken sizi çevrenizdekilere övmesi yerine size kolunu dolayarak konuşması tercihinizdir. Önemli olanın ise bu sevgi dillerinin farkında olmak ve onun sevgi deposunu doldurmaya yönelik sevgi eylemlerinde bulunmaktır. Onu yapmaktan hoşlanmayabiliriz ama birini seviyorsak onun için yaptığımız sevgi eyleminin kendisini de sevmek zorunda değiliz. ‘Sevmek başka, sevgi eylemi başkadır’ diyor Chapman. Bir çiftin sevgi dillerinin aynı olması gerekmiyor. İyi anlaşabilmenin sırrı, karşısındakinin sevgi diline göre hareket etmekte yatıyor. Karşınızdakinin sevgi deposunu bu şekilde doldurmaya yönelik davrandığınızda, onda uyandırdığınız olumlu duyguların neticesinde, o da size karşı harekete geçmekte daha istekli olacaktır.

Peki, bu durum sadece çiftler arasında mı geçerli? Kesinlikle hayır. Ebeveyn çocuk arasındaki ilişki için de tamamen aynısı söz konusu. Kimi çocuk daha babası evden içeri girer girmez kolundan çekiştirip odasına sürükler ‘baba bak sana ne göstereceğim’ diyerek. Bu çocuğun sevgi dilinin birlikte kaliteli zaman geçirmek olduğu anlaşılabilir. Kimi çocuk da babası gazete okurken üzerine atlar, boğuşmak ister, onun sevgi dili de fiziksel temastır. Ya da bir çocuk düşünün, bir resim çizip bunu annesine veriyor ‘bunu sana yaptım’ diyerek. Bu çocuğun sevgi dili muhtemelen hediye almadır. Bunu kendiniz de gözlemleyerek öğrenebilir ve çocuğunuzla iletişiminizi güçlendirebilirsiniz. Örneğin aldığınız hediyelerle beş dakika oynuyor sonra bırakıp unutuyorsa, sevgi dilinin bu olmadığını görebilirsiniz.

Çocuğunuzla olan ilişkinizde bunu doğal gözlemlerle bulabilirken yetişkinler arasındaki iletişimde bu her zaman işlemeyebilir. Karşınızdakinin eleştirilerinden yola çıkabilirsiniz. Örneğin size ‘kaç zamandır baş başa yemeğe çıkmıyoruz’ diye yakınan birinin sevgi dilini anlayabilirsiniz. Fakat çok çatışmalı bir iletişiminiz varsa bu yetmeyebilir. Çözüm olarak birbirinizin yapmasını istediğiniz beş şeyi yazabilir ve birbirinize okuyabilirsiniz. Yazmak her zaman durumu somut olarak ele almayı kolaylaştırır. Bir üçüncü seçenek de, iki kişi de sorunun nerden kaynaklandığını bir türlü anlayamayabilir, sevilmediğini düşünen kişinin kendisi de kendi sevgi dilinin ne olduğunun bilincinde olmayabilir. Bu durumda bir uzmana danışmak son derece faydalıdır. Böylece karşılıklı sevgi dilinizi ortaya çıkartabilir ve hayatınıza çok daha huzurlu bir şekilde devam edebilirsiniz.

Herkesi birbirinin dilinden anlamaya ve sevgi dolu bir hayat sürmeye davet ediyorum!